Doktor Kıvılcımlı’yla Dünyamız…
Ahmet TONAK
8 Mayıs 2010 (Birgün Gazetesi)
Dün akşam bir doktor arkadaşımla yemek yerken Doktor’un (Hikmet Kıvılcımlı’nın) lafı açıldı. Kıvılcımlı’nın 1970 yılında İstanbul Dev-Genç Bölge Yürütme Kurulu üyelerinin eğitimi için verdiği bir dizi seminer kitaplaştırılmıştı (Dev-Genç Seminerleri. İstanbul: Sosyal İnsan Yayınları, 2008). Doktor arkadaşım da bu kitapla Kıvılcımlı okumalarına başlamanın heyecanı içindeydi. Nasıl olmasın ki; Türkiye’nin en orjinal Marksist teorisyenlerinden biri ile tanışmanın eşiğindeydi.
Kitabı elinden aldım, karıştırmaya başladım. Ve ilk açtığım sayfada, bugün için yazmayı düşündüğüm yazıya son derece uygun, Kıvılcımlı’nın o kendine has üslubuyla yapmış olduğu bir gözlemle karşılaştım:
“150 parça Dünyamız 3 sektör: 1- Kapitalist (emperyalist), 2- Sosyalist, 3- Üçüncü Arafat…
1917 yılı sosyalist sektör Dünyanın 6’da 1’i, kapitalist sektör dünyanın 6’da 5’i idi. Şimdi ağırlıklar tersine dönmüş: Dünyamızın 6’da 1’i emperyalist sektör kalmış.
Türkiyemiz bu sektörün içine boylu boyunca angaje olmuş…
Türkiyemizin alınyazısını seçip ayırt etmek için bir kestirme yol var: Kesit Yapmak. Ağacın kaç yaşında olduğunu dışarıdan kestiremeyiz. Genişlemesine bir kesit yapar yahut sonda atarsak, yüzde yüz doğrusunu öğreniriz. Türkiye’nin de “ne âlemde?” olduğunu kuru lâfla soyutlaştırmaktansa, günlük bir gazetesinde geçenleri filmleştirmek, Türk toplumu için de bir kesit veya sonda yapmak olabilir.”
***
Kıvılcımlı’nın “sektör”el ayrımının 1970’de yapıldığını gözden kaçırmayalım. “Dünyamız” ne “150 parça” ne de “3 sektör.” Alıntıladığım kısmın esas mesajı “kesit yapmak” veya “sonda atmak/yapmak” ihtiyacı. Bunu yapmanın yolu da “günlük gazetelerde geçenleri filmleştirmek.”
Geçen haftanın gazetelerine bakalım. Kıvılcımlı’nın tavsiyesininin kitabi yorumu, gazetelerin tamamını işgal eden tıkız Anayasa değişikliği tartışmalarını ele almamızı gerektirir. Oysa, son derece derin küresel bir krizin içinde debelenen, kapitalist dünyaya entegrasyonun doruk noktasında olan “Türkiyemizin alınyazısını seçip ayırt etmek için” dışarda olanlara, onların gazetelere yansıyışına da göz atmak gerekiyor.
Tabii, Yunanistan’daki ayaklanma gazetelerde en çok yer alan haberdi. Bir diğer konu da, Dünya Bankası başkanı Robert Zoellick’in 3. Dünya’nın sonunu ilan eden konuşması idi.
Zoellick’in konuşmasının gazetelere yansıyışının bir örneği Taraf’tan:
“Zoellik [sic], yaptığı konuşmada, [Angus] Maddison’ın rakamlarına referans vererek “finansal krizin ardından üçüncü dünyanın sona erdiğini, artık çok kutuplu ekonomi döneminin başladığını” ileri sürdü…Artık gelişmekte olan ülkeler dünya gelirinin yarısından fazlasını üretiyorlar. O halde dünya ekonomisinde hedef artık restorasyon olabilir. Devrim olamaz..” (5 Mayıs) Yoruma ihtiyaç var mı, bilmiyorum?
Kaldı ki, Zoellick’in bu yakınlarda ölen iktisat tarihçisi “Maddison’ın rakamlarına referans vererek “finansal krizin ardından üçüncü dünyanın sona erdiğini…” “ (abç) falan söylediği de yok. Zoellick kararını vermiş, 3. Dünya’yı bitirmiş! Maddison’ın adı konuşmada bir kez geçiyor; o da, ‘geçtiğimiz 2000 yılın, 1800 yılında Asya kıtasının dünya gelirinin yarısından fazlasını ürettiği’ bilgisi (inanmayanlar DB’nın web sitesinden konuşmanın tam metnine erişebilirler).
Zoellick, gidişatın çok kutuplu bir dünya olduğunu kabullenmek zorunda kalınca, yıllardır, 0-1800 arası Asya’nın ekonomik önemine dikkat çeken Maddison’ı keşfetmiş! Durum bundan ibaret. Taraf yazarının okuduğunu anlamaması bir yana, “dünya ekonomisinde hedef[in] …. devrim olama[yacağını]” DB başkanı Zoellick’i desteğine alarak cümle aleme ilanı da tam bir komedi.
Yunanistan’daki ayaklanmaya gelince. Fazla gezinmeye gerek yok, en doğru manşet bizdeydi: Kapitalizme İsyan (6 Mayıs). Oysa, ertesi gün, yine Taraf’tan bir başka yazar, manşetimize dudak bükerek, ‘derin tahlilleriyle’ “bütün bu olup bitenler Yunan milliyetçiliğinin gelip geçici tepkisi”dir yorumunu yapıyordu. İyi ki yapmış; bu vesileyle, Kıvılcımlı’nın ifadesiyle “Türkiye’nin [liberallerinin] de “ne âlemde?” olduğunu unutanlara durumun vehameti bir kez daha hatırlatılmış oldu.